Bursalı bazı gazetecilere gönderilen bu gazete küpürlerinin CHP Genel Merkezinin Nilüfer Belediye Başkanı ile arasının açılmasına yol açtığı iddia ediliyor.
Ana Muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi açısından Bursa adına büyük önem taşıyan iki ilçe var. Bunlar, CHP yönetimindeki Mudanya ve Nilüfer ilçesi. Nilüfer ilçesinde ise 4 dönemdir başkanlık yapan Mustafa Bozbey ve ekibinin değişim zamanı geldiği şeklindeki konuşmalar ve iddialar genel merkezde yankı bulmuşa benziyor.
CHP kulislerine düşen son bilgilere göre, iddia o ki, genel merkez Bursa ve Nilüfer ilçesindeki imar rantlarına kafayı taktı. Bu imar rantları arasında Akademik Odalarının açtığı davaya, imar planlarının iptal edilmesine ve inşaatı yapanların rakip siyasi partilerden olmasına, çevredeki emsal inşaat değerlerinin birkaç kat fazla olmasına rağmen, ısrar edilmesi, CHP Genel Merkezinin Nilüfer’e olan güvenini zedeledi.
Yine, iddia odur ki, eski Barakalar olarak bilinen arsa üzerine, Mahkeme kararıyla imar planlarının iptal edilmesine rağmen, inşaatın durdurulması gerekirken, “müktesep hakkı var” denilerek yapımına izin verilmesine genel merkez, CHP’ nin arka bahçesi gibi çalışan Akademik Odaların “Nilüfer’de imar rantı…..” iddiaları ve Mahkemeye gidip dava açmaları nedeniyle rahatsız oldu.
Bütün olumsuz söylem ve iddialara, genel merkeze şimdiye kadar ulaştırılan çeşitli evraklara ve belgelere rağmen, Bozbey ve arkadaşlarının arkasında duran genel merkezin, aniden böylesine karar değiştirmesinde ise basında seneler önce yer alan, fakat dağıtımı fazla olmadığı için pek çok kişi tarafından görülmeyen bir gazete haberinin genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Ankara’da, Akademik Odaların ulaştırmasıyla, Nilüfer’e bakış açısı değişti.
Yine iddia odur ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok yakından tanıdığı ve güvendiği bir Bursalı, Nilüfer Belediyesi hizmet binasının otoparkının paralı olması nedeniyle şikayette bulundu. Hatta, Otopark işletmesinin CHP’li meclis üyesi, belediyenin de CHP’li olması, çeşitli iddialar bulunduğuna dair söylentilerin var, olması, çevre ve mahalle halkının da bu durumdan muzdarip olmasına rağmen, ilçedeki AKP’nin muhalefet yapmayışından dolayı, kamu görevlilerinin işlem yapmadığı yolundaki dedikodular iletildi.
Hatta, “sayın genel başkanım, sizin eleştiri yaptığınız belediye yönetimleriyle, AKP’li belediyelerle ilgili söylediklerinin hemen hemen hepsine benzer işlemler Nilüfer’de var. Başta yeşil alan talanı vb. olaylar…” şeklinde ifadelerle genel başkan bilgilendirildi.
İşte bu olaylar zinciri, Nilüfer’de Değişim isteyen parti örgütünün de yüksek sesle bu durumu dillendirmesiyle birleştirilip, “değişim” kararı verildi. Başkanın da Nilüfer’den değil de kazanma şansı olmadığı anketlerce belli olan Büyükşehirden aday gösterilip, “Bursa halkı sizi seviyor ve güveniyorsa, Nilüfer’de olduğu gibi Bursa genelinde de oy verip destek olurlar^denildiği konuşuluyor.
Değişim kararı parti örgütünde ve genel başkanın Bursa’ya başkanın kızının düğününe geldiği zaman da kendisine iletildiği etrafa yayıldı. Bu günden sonra ise Ankara ile Bursa arasındaki yollar “Bozbey olmazsa Nilüfer kaybedilir” sözlerini getirip götüren kişilerle doldu taştı.
İlk önce dernekler, sivil toplum temsilcileri Ankara’ya gönderildi. Tabi, siyasetin, özellikle Ankara siyasetinin çok alışık olduğu bu durumu CHP genel merkezi görmezden geldi. Dernek temsilcileriyle genel başkan görüşmedi.
Sonra, muhtar silahı devreye sokuldu. Fakat bu silah öylesine geri tepti ki, Bursa siyaseti, böylesine acemice yapılan bir olayın, getirisini ve götürüsünü hesaplamakta sanırım çok geç kaldı.
Siyaset bu, ne zaman nerede ve ne olacağı belli olmaz. Hesap kitap yapılır. Belki de geri dönüş olabilir. Ankara’daki siyasetçiler kadar Bursa’daki siyasetçilerinde istemleri önemli. Duruma bakıldığında iddialara göre; Nilüfer’de değişim isteyen ve CHP’ye oy veren veya vereceğini söyleyen siyasetçilerin sayısı, “başkan yerinde kalsın” diye görüş beyan edenlerden oldukça fazla. “Bu başkan yeniden aday olursa oy vermeyiz” şeklinde fikir beyan eden CHP’liler ile, Nilüfer’de kalmak için her türlü olayı gerçekleştiren partililerde genel merkezin tepkisine maruz kalıyor.
CHP Genel Merkezinin koridorlarında konuşulduğu iddia edilen söylemlere göre; “Mustafa Sarıgül, ben olmazsam Şişli Belediyesini kazanamazsınız” diye konuşuyordu. Sarıgül olmadı, Şişli Belediyesi de bir başka adayla kazanıldı ve CHP’de kaldı. Aynı durum Nilüfer’de neden olmasın. Bizler, senelerce kol kanat gerdiğimiz bir başkan, ben olmazsam bu iş olmaz diye düşünüyorsa, kendi bileceği iştir. Eğer aday gösterilmediği için partisine ve CHP’ye oy verilmemesi yolunda çalışma yapacağı düşünülüyorsa, bu da kendilerinin bileceği iştir. CHP, köklü bir siyasi partidir. Kişilere değil, halkına güvenir.” Yorumları yapılıyor.
Bu arada, muhtarların Bozbey’e destek için Ankara çıkarması yapmalarının yankıları da devam ediyor. AK Parti tarafından olaya bakıldığında, muhtarlar arasında AK Parti’ye üye olanlar var. AK Parti’ye gelip mevcut belediye yönetimini şikayet edenler var. Son tahlil de “bu işte bir iş var ama nedir?” sorusuna cevap arıyor siyaset kulisleri…