Koronavirüs nedeniyle insanlarımız kırılıp gidiyor. Bir yılı aşkın süredir Covid-19 denilen illetle uğraşıyoruz. Bu sağlık problemleri pek çok kişinin deyimiyle artık canımıza yetti. Bursa Esnaf Odası, çekilen bunca sıkıntıya rağmen Sağlık Haritasında kırmızı renkte olan Bursa için “Mavi olmak bizimde hakkımız” sloganıyla esnaftan biraz daha sabır ve dikkat istedi.
Salgın nedeniyle işyerleri kapalı olan esnaf en büyük derdi ve sıkıntıyı çekiyor. Bir yıldır hiç iş güç yapmadan ne ile geçinip gideceksiniz? İşte bizim cevabını aradığımız soru bu. İşyerleri kira olan esnaf, “ha bugün ha yarın bu iş çözümlenir” düşüncesiyle beklemek zorunda. Çünkü, burası onun ekmek teknesi. Her ne olursa olsun, kendisinin ailesinin geçiminin yanı sıra çalışanlarında geçimlerinden sorumlu.
“Sıkıntı var” diyerek kapıya kilit vurmak en kolay çözüm. Kilidi vurursun, üç beş zarar neyse katlanırsın. Sonrasında hayat normale döndüğünde yeniden başka bir yer bulup açar, çalışırsın. Bu düşünce bazı insanlar için geçerli. Nitekim yapanlarda yok değil.
Ama, ekmek teknesini açık tutabilmek, çalışanlarına iş ve aş verebilmek, ailesinin geçimini sağlamak için uğraşan milyonlarca esnaf ise direnmeye çabalıyor. İşyeri kapalı olmasına rağmen ya aldığı uzun vadeli kredilerle yada öz sermayeden varını yoğunu satıp kirasını ödemeye çabalıyor. İşyerine gelen sabit giderleri, elektrik, su, telefon, internet faturalarını ödemeye çalışıyor. Vergileri ve çalışanların SGK primlerini ödemeye çabalıyor.
Çünkü, mevcut iş yerinin bir gün mutlaka açılacağını ve yine eski günlerdeki gibi işlerinin olacağını umut ediyor. Bekliyor. Sabır ediyor.
Sağlık kurallarına uyuyor.
Maske, mesafe ve temizlik denilince esnaf ve işyerleri nerede ise bir numara olarak gösteriliyor. Görülüyor.
Bunun yanında esnafın işyerlerine en büyük rakip olan AVM’ler var. Büyük marketler var. Esnaf kendi işyerinde bazı ürünlerde veya iş kolunda aynı ürünü satan bir işyeri sahibi. Marketler veya AVM’ler ise sadece bir esnafa değil, mahalledeki, kasabadaki, kentteki bütün esnaflara rakip. Onların sattıkları malları satıyor.
Bugünlerde ise Korona önlemleri kapsamında esnaf ve bazı işyerleri sınırlı sayıda çalışabiliyor. Oysa ki AVM’ler sürekli açık. Bu konuda esnafın bazı şikayetleri var. Karşılaştığım arkadaşlarım bana da bu şikayetleriyle ilgili dertlerini dile getirmemi istiyorlar.
Önce bir restoran sahibi arkadaşımın serzenişleri; “bizim lokantalar kapalı, ama AVM içindekiler açık. Bizde 5-10 tane müşteri varken, AVM’lerde insanlar tıka basa dolu. Maske, mesafe ve hijyen kuralları ise gözle görülür ölçüde, rahatsızlık verecek düzeyde sıkıntılı. Bizim günahımız ne ki, bu salgının bütün yükünü taşıyoruz?”
Sonra, bir kafeterya sahibi arkadaşımın serzenişleri; “arkadaş ben anlamadım gitti. Kafelerde mesafe, maske ve hijyen kurallarına uyarak müşteri kabul ediyoruz. Sabah saat 07.00’da açıp akşam saat 19.00’da kapatıyoruz. Oysa iki bizimle aynı hizmeti veren AVM içindeki kafelerde saat 21.00’a kadar hizmet veriliyor, hafta sonları da açıklar. Bu uygulamada hata var. Sıkıntıyı hep biz mi çekeceğiz?”
Bir düğün salonu sahibi arkadaşımın derdi ise bambaşka; “bizler insanların en mutlu ve huzurlu oldukları günlerde hizmet veriyoruz. İnsanlarımızda evlenirken, nişanlanırken, yaş günü veya özel günlerini kutlarken onlara yardım ediyoruz. Evlenmek için insanlara bir saat süre tanınıyor. Bir saat içinde gelen 100 tane davetlinin “sizleri tebrik ediyorum” demeleri bile yetmiyor. Bu insanların mutlu günleri, hayatında yaşadıkları ve en son yaşayacakları huzurlu günleri, özel anları bir saate nasıl sığdırılıyor? Sığar. Bu işte yanlışlık var. Tamam, sağlık ve salgın hepimizi tehdit ediyor. Ama bu özveriyi toplum olarak Türk milleti olarak hep beraber omuzlamamız gerekir diye düşünüyorum. Sadece esnafın omuzlarına yükü yükleyip sonrasında insanların toplu gezip dolaştıkları AVM’lere izin vermek galiba eşitlik ilkesine ters düşüyor. Onlar çalışıp para kazanırken biz hem onları izlemeye zorlanıyor hem de cepten para harcıyoruz. Kredi batağına doğru sürükleniyoruz. Bu durum,. Ekonomik paylaşıma da uygun değil düşüncesindeyim.”
Evet, esnafın bazı temsilcilerinin içinde bulundukları durum ve yaşanılan gerçek olaylar böyle.
Bir yanda salgın var. Mikrop havalarda gezip uçuşuyor. İnsanlarımız bu mikroba yakalandıklarında gerçekten güç ve zor günler yaşıyorlar. Bazen ölümle sonuçlanan neticeler var. Hergün Sağlık Bakanlığının açıkladığı Koronavirüs tablosuna bakıyoruz. Günlük ölüm 150’yi geçti. Yakalanan sayısı 20 binin üzerinde. Bir şekilde önlem alıp bu hastalığı yenmek gerekir. Aşılama tüm hızıyla sürüyor. Ama, yaş gruplarına göre aşılama yapıldığı içinde toplumun bütün kesimlerine aşı yapılması bir anda mümkün değil.
Bu nedenle, sıkıntılara göğüs germek ve biraz daha sabır etmek zorundayız.
Bursa Esnaf Odası, koronavirüs nedeniyle etkilenen esnafların en fazla üye oldukları oda. Başkan Ali Özkan İlhan, esnafın artık dayanacak gücü kalmadığını söylüyor. Ama, toplum sağlığı, halk sağlığı ve ülkemizdeki hastalığın yayılmasının önlenmesi, bu savaşın kazanılması içinde alınan önlemleri destekliyor. Başkan İlhan, “Mavi olmak bizim de hakkımız” diyerek esnaf arkadaşlarından Sağlık Bakanlığınca açıklanan temizlik, maske, mesafe kurallarına uymalarını bir kez daha istedi.
Özkan, pek çok esnafın dert yandığı gibi, “bu hastalığın önlenmesi için işyerleri kapalı tutuluyorsa, AVM’lerinde kapalı tutulması gerekir” görüşüne tam destek veriyor. Bu konuda ilgililerin gerekli önlemleri almasını arzu ettiklerini ifade etti.